29 Eylül 2016 Perşembe

Venedik ve Murano Adası Gezi Notları



Venedik aşk deyince aklımıza ilk gelen şehirdir. Birbirinden kanallar ile ayrılmış ve köprülerle bağlanmış 118 ada üzerine kurulan Venedik muhteşem ambiyansı ile Avrupa'nın en romantik şehirlerinden birisi olma ünvanını elinde bulundurmaktadır.

Arabaların giremediği ve ulaşımın deniz otobüsleri (vaporetto) ve su taksileri (water taxi) ile sağlandığı Venedik bu haliyle klasik şehir görüntüsünden oldukça farklı.  Fakat bu durum bizim gibi İstanbul’dan gidip araba ve trafik görmek istemeyenler için son derece huzur verici.
Venedik’e ne zaman gidelim diye sorarsanız Ağustos ayında kesinlikle gitmeyin derim. Son derece sıcak olmasının yanı sıra acayip bir turist kalabalığı var. Yazın gezmeyi imkansızlaştıran sıcak sayesinde hasır şapka satışları tavan yapıyor. Eğer ben illaki yazın gideceğim diyorsanız hasır şapkanızı yanınızda getirin. Sonbahar ve kış aylarında ise Venedik’te Acqua alta denilen su yükselmesi hadiseleri yaşanıyor ve şehrin önemli meydanları sular altında kalıyor. Sonuç olarak ilkbahar ayları Venedik’i keşfetmek için kesinlikle en uygun zamanlar. 

Vaporetto ve su taksileri

Konaklama
Biz şehir merkezinden uzak bir nokta olan Padova bölgesindeki NH Mantegna Hotel’de konaklamayı tercih ettik. Ancak siz bu hataya düşmeyin, rezervasyonunuzu erken yaptırarak Venedik’in merkez kısmında yer alan otellerde konaklamayı tercih edin. Hem vakit kaybını önleyin, hem de Venedik’in bu muhteşem atmosferinden kopmayın.

Nereleri gezelim, Neler yapalım?
Mademki Venedik’e geldik, Venedik deyince ilk aklımıza gelen şeyi yapalım. Haydi gondola.
Gondollara genellikle 6 kişi biniliyor. Sadece iki kişi gondola binip romantizm yaşayacağım diyorsanız da oldukça iyi bir fiyat ödemeniz gerekiyor. Gondolla gezerek Venedik’in kanallarını ve harika binalarını görme fırsatı buluyorsunuz. Size benden bir tavsiye, gondola altı kişi binecekseniz gondolun hemen merkezi konumundaki (Bakınız Resim-A) ikili koltuğu hızlı bir manevrayla kapın. Kenarlarda oturmanın: yan dururken etrafı seyredebilmenin çok konforlu olmaması ve büyük kanal bölgesinde gondolun güzelce sallanması nedeniyle ufak bir anksiyete hali oluşturması gibi dezavantajları var. 

Resim-A. Gondola Binmenin İncelikleri

Gondola binerek Venedik' i fotoğraflamak gerçekten muhteşem bir deneyim.




Venedik’te yeme-içmenin diğer şehirlere göre daha pahalı olduğunu göreceksiniz. Biz Roma’daki kadar lezzetli bulmasak da, Venedik’te de pizza ve makarna çeşitlerini yemeyi tercih ettik. Rialto köprüsü etrafındaki restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. Ancak fiyatlar biraz pahalı.
Rialto Köprüsü (Ponte di Rialto), Venedik’in en büyük kanalı olan ve uzunluğu 2 km'yi bulan Büyük Kanal’ın (Canal Grande) üzerinde yer alıyor. Fotoğraf çekimi için en uygun noktalardan birisi. Dolayısıyla oldukça kalabalık. Rialto Köprüsü’nün üstünden defalarca geçmeme rağmen Köprü’nün kendi fotoğrafını çekmeyi unutarak dönmek te benim Venedik ile ilgili en büyük üzüntüm. Bir daha ki sefere artık. Bu yüzden köprünün görseli google’dan. 

Rialto Köprüsü

Köprüyü fotoğraflamayı unutmuş olabilirim, ama köprü üzerinde kalabalık turist gruplarıyla mücadele ederek :) mükemmel Venedik manzarasını yakalamayı unutmadım.

Rialto Köprüsü'nden Büyük Kanal

San Marco Meydanı (Piazza San Marco) Venedik’in en popüler meydanı.  Bu meydanda San Marco Bazilikası  (Basilica di San Marco) ve Torro dell’orologio (St. Mark Saat Kulesi),  Aziz Mark’ın Çan Kulesi (Campanile  di San Marco) ve Dükler Sarayı (Palazzo Ducale) yer almakta.

San Marco Bazilikası,  Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olarak sayılıyor. 

San Marco Bazilikası

Aziz Mark'ın Çan Kulesi

St. Mark Saat Kulesi
Aziz Mark'ın Çan Kulesi- Dükler Sarayı

Meydanda ayrıca arkeoloji müzesinin de yer aldığı Museo Correr yer alıyor.


 Şehirde görülmesi gereken diğer bir yapı da İç Çekme Köprüsü, diğer adıyla Ahlar Köprüsü’dür (Ponte dei Sospiri). Mahkumlar hapishaneye götürülürken köprüden Venedik’in manzarasına son kez bakıp iç çekerlermiş. Bu yüzden köprüye bu isim verilmiş.

Ahlar Köprüsü
Şimdi benim en sevdiğim kısma geldik. Yürüyerek şehrin ara sokaklarında kaybolmak ve kanalların güzelliğini fotoğraflamak. Gezerken hediyelik eşya dükkanlarında maskelere sıklıkla rastlayacaksınız.


Şapkasız çıkmam abi 

Bir Hard Rock Cafe gördüm sanki 


Venedik’ten ayrılmadan mutlaka yapmak gereken bir şey de vaporettoya binerek kanal turu yapmaktır. Böylece Venedik'i farklı noktalardan fotoğraflama şansınız olur. 




MURANO ADASI

Venedik'e kadar geldiyseniz vaktiniz varsa Murano, Burano, Lido gibi ünlü adalara da gitmeye çalışın. Biz sadece Murano adasına gidebildik.Cam işlemeciliği ile ünlü olan Murano’ya vaporetto ile gidebilirsiniz.
Murano adası da Venedik gibi kanallardan oluşuyor. Kanalların etrafındaki evler çok şirin görünüyor. 


Biz Murano adasına varır varmaz kendimizi bir cam atölyesinde bulduk ve ustalarından cam nasıl yapılır uygulamalı olarak öğrendik.  



Daha sonra da vitrinlerde camdan yapılmış hediyelik eşyalara baktık.



Ve ara sokakları gezip fotoğrafladıktan sonra Murano’yu geride bıraktık.




Venedik’te son kez bir akşam turu yaparak bu rüya gibi şehre bir daha gelebilmek dileğiyle ayrıldık.


Venedik'e gelmişken Romeo ve Juliet'in şehri Verona'ya mutlaka gitmelisiniz. Verona yazım için TIK TIK
Keyifli Seyahatler.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder