21 Eylül 2016 Çarşamba

Madrid Gezi Notları



Bir ağustos ayında Madrid’e yolculuğa çıktık. İstanbul’dan Madrid Barajas Havaalanına yaklaşık 3 saat 50 dakika sürede ulaştık. Aslında Madrid’e gitmek için en ideal zaman ilkbahar ve sonbahar ayları. Ancak Madrid’i yazın keşfe çıkmak isteyenler için sıcak hava kesinlikle engel değil.  

Madrid’in ilk gezdiğim yurt dışı şehri olması münasebetiyle özel bir yeri var benim için. İlk gördüğümde Ankara’ya benzettiğim doğrudur.  Ancak şehri keşfettikçe hiç benzemediğini sizde göreceksiniz.


Madrid maalesef ucuz bir şehir değil. Bir küçük pet şişe suyun 2 euro olduğunu öğrendiğimde yaşadığım ilk şok halini ve saatlerce susuz gezdiğimi hatırlıyorum. Yurt dışı seyahatinde güncel euro kurunu türk parasına çevirmekten vazgeçip geziden zevk almanızı tavsiye ederim.

Konaklama 

Biz Tryp Madrid Atocha Otel’de konaklamayı tercih ettik. Otel Atocha tren istasyonuna, metroya ve şehir merkezine yakın oldukça güzel bir oteldi, tavsiye ederim. 

Nasıl gezelim?

Madrid'in metro ağı çok iyi, gezerken sıklıkla kullanırsınız. Metro ile seyahat oldukça iyi bir seçenek olmasına rağmen biz genellikle Madrid’i yürüyerek gezmeyi tercih ettik.  Yolunuzu kaybederseniz korkmayın, Madridliler İngilizce pek bilmemelerine rağmen size yardım etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Nerelere gidilir?

Bir boğa güreşi arenası olan Plaza De Toros de Las Ventas bizim Madrid’deki ilk durağımız oldu. Bir hayvansever olarak boğa güreşlerini hiç tasvip etmediğim için görsel olarak güzel bir bina görmenin dışında benim için bir şey ifade etmedi. 


Onun yerine arenanın hemen yanında yer alan Nobel Ödüllü ünlü bakteriyolog Alexander Fleming heykelini görüp hayatımıza kattığı Penisilin için onu saygıyla anmayı tercih ettim.


Madrid’e gelip te Real Madrid’in ünlü stadyumu Estadio Santiago Bernabeu’yu görmemek olmaz. Biz maç izlemeyi düşünmediğimizden sadece dış kısmını görmekle yetindik.


Kalabalık ve canlı ortamlara girmek istiyorum diyorsanız Puerta Del Sol Meydanı’na doğru gitmelisiniz. 10 caddenin birleştiği bu meydan şehrin en turistik bölgesi. Meydana açılan caddelerde alışveriş yapmak için birçok seçenek var. Metroyla buraya kolayca ulaşabilirsiniz.

Bu meydanda at üzerinde kral III. Charles heykelini, şehrin simgelerinden ağaca tırmanan ayı heykelini ve ‘0’ noktasını görebilirsiniz.  ‘0’ noktası İspanyanın merkezi olarak kabul ediliyor. 



Etrafını binaların çevrelediği bir meydan olan Plaza Mayor yine şehrin canlı noktalarından birisi. Binaların alt katında yer alan, restoran, kafe ve hediyelik eşya dükkanlarında keyifli vakit geçirilebilir. Ancak turistik bir meydan olduğu için fiyatlar biraz fazla olabiliyor. 



Biz geleneksel İspanyol yemeği paellayı Plaza Mayor’deki restoranlardan birisinde denedik, gayet  lezzetliydi. 


Plaza Major'ün yakınında yer alan Mercado de San Miguel adı verilen kapalı pazar yerine mutlaka uğrayın. Burada deniz ürünleri, tapas çeşitleri, içecekler ve taze meyvelerden tadabilirsiniz.



Puerta Del Sol Meydanı şehrin önemli alışveriş bölgelerinden olan Gran Via adı verilen caddeye açılıyor. Gran Via ünlü alışveriş mağazalarının bulunduğu, aynı zamanda birçok restoran ve kafenin yer aldığı oldukça hareketli bir cadde. 

Gran Via'nın bir ucu Plaza de Espana'ya (İspanyol Meydanı) açılıyor.  Plaza de Espana meydanında Miguel de Cervantes ve Don Kişot ve Sancho Panza heykellerini görebilirsiniz.



Plaza Espana'dan kısa bir yürüyüşle Palacio Real de Madrid'e (Madrid Kraliyet Sarayı) ulaşabilirsiniz. Saray Madrid'in en görkemli yapılarından bir tanesi ve sarayın odaları gerçekten gezmeye değer, bu yüzden muhakkak görmelisiniz. Ancak içeride fotoğraf çekimine maalesef izin verilmiyor. Kraliyet Sarayının yanındaki Jardines de Sabatini'ye de (Sabatini Bahçeleri) mutlaka uğrayın.






Biraz da sanat diyorsanız Madrid'de Prado ve Reina Sofia müzelerini gezmelisiniz. Reina Sofia'da Pablo Picasso'nun ünlü eserlerini görebilirsiniz.


  



Madrid'de turistik bölgeleri ve müzeleri ziyaret etmek dışında ara sokaklarda amaçsızca gezmek te size büyük bir keyif verecektir. Evlerin ve kiliselerin görüntüsü oldukça güzel. 

Madrid'de bir kilise
Madrid'de akşamları flamenko gösterisine katılmak güzel bir seçenek olabilir. Biz flamenko gösterisi için Casapatas isimli bir mekanı tercih ettik, çok keyifliydi, tavsiye ederim. 


Madrid'de 15 ağustos tarihinde bulunduğumuz için yılda bir kez yapılan bir tören ile karşılaştık. 15 Ağustos Hz. Meryem'in göğe yükselmesi bayramı olarak kabul ediliyor. Yoğun bir kalabalık sokaklara dökülmüş, renkli yöresel kıyafetleriyle şarkılar, ilahiler söyleyerek bu günü kutluyorlar. Bu tarihte Madrid'de bulunursanız bu törene mutlaka katılın.



15 Ağustos Bayramı

Kısacası Madrid spor, sanat, tarih, dans ve alışveriş tutkunları için gezilmeye değer bir şehir, mutlaka gidin.
Madrid'e kadar gelmişken de Toledo'ya gitmeyi ihmal etmeyin. Toledo gezi rehberiniz burada 

Keyifli seyahatler.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder