27 Eylül 2016 Salı

Roma Gezi Notları



Yurt dışına gitmeyi planlandığınızda şüphesiz ilk akla gelen şehirlerden birisi Roma’dır. Roma hem İtalya'nın, hem de aşkın, romantizmin, sanatın, tarihin ve lezzetli mutfakların başkentidir. 

Biz Roma'yı ağustos ayında ziyaret ettiğimiz için Akdeniz ikliminin etkisiyle oldukça sıcaktı. Bir de yaz aylarının turist trafiği üzerine eklenince değmeyin keyfimize :) Bana sorarsanız imkanınız varsa bahar veya sonbahar aylarında gelmeyi tercih edin.

Konaklama
Biz Radisson Blue Es Otel’de konaklamayı tercih ettik. Otel Roma Termini Tren İstasyonu'nun karşısında çok güzel bir oteldi, tavsiye ederim.

Ne yiyelim?
Roma'da kaldığınız süre içinde pizza ve makarna çeşitlerine doyacağınız kesin. Bir öğle yemeğinizi Vedat Milor'un tavsiye ettiği bir pizzacı olan Pizzarium'da yiyebilirsiniz. Pizzaları gerçekten çok lezzetli. Bir akşam da yine Vedat Milor'un tavsiye ettiği Felice a Testaccio isimli restorana giderek kuzu kaburga, patates ve Cacio e Pepe isimli peynirli spagetti çeşidini tatmalısınız. Kuzu kaburga bir harika. Sabahtan restorana rezervasyon yaptırmayı unutmayın! Roma ayrıca dondurmaları (gelato) ile  de meşhur. Dondurma yemeden Roma'dan dönmemelisiniz.




Nereleri gezelim?


Vittorio Emanuele Anıtı
İtalya Kralı Vittorio Emanuele için yapılmış olan anıt saf mermerden yapılmış, ancak Romalıların bu anıtı beğenmediği ve düğün pastasına benzettikleri biliniyor.


Colosseum (Kolezyum)
M.S 80 yılında yapımı tamamlanan ve gladyatör dövüşlerinin yapıldığı dünyanın en büyük amfi tiyatrosu olan Kolezyum Roma imparatorluğu’nun sembolü. Roma mimarisinin önemli yapılarından birisi olan Kolezyum'un içine girdiğinizde büyük oranda yıkılmış olduğunu olduğunu görüyorsunuz. 



Kolezyumun birinci katında gladyatörlerin dövüştüğü hayvanlara ait kemikler ve kolezyumun eski haline ait resimler yer alıyor.




Kolezyumdan çıktıktan sonra etrafında yer alan antik Roma'nın şehir merkezi olan Roma Forumunu ve Arch of Constantine'i (Konstantin kemeri)  gezebilirsiniz. 


Pantheon
Pantheon antik Roma dönemine ait bir tapınak ve gerçekten çok iyi korunmuş bir yapı. Kubbe kısmında yer alan büyük bir delik içeriye ışık girmesini sağlıyor ve bu tapınağın içine harika bir görüntü veriyor. 




Vatikan
Vatikan Hıristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi olan dünyanın en küçük devleti. Vatikan Roma şehrinde yer alsa da yüksek duvarlarla Roma’dan sınırları ayrılmış bir devlet olarak kabul ediliyor ve Papa tarafından yönetiliyor.
Vatikan içerisinde yer alan Basilica di San Pietro (Aziz Petrus Bazilikası, San Pietro Bazilikası) ve Piazza di San Pietro (Aziz Petrus Meydanı), Sistina Şapeli ve Vatikan müzeleri gerçekten görmeye değer yerler. Burada saatler geçireceğiniz için sabah erken saatlerde gelmeyi tercih edin. Vatikan’da sizi oldukça uzun bir kuyruk bekliyor olacak. Ayrıca bir hatırlatma giderken kıyafetlerinizin kapalı olmasına özen gösterin, şort ve kolsuz kıyafetlerle içeri giriş yasak.

Aziz Petrus Bazilikası- Aziz Petrus Meydanı

Dünyanın en büyük kiliselerinden birisi olan Aziz Petrus Bazilikası dışarıdan bakıldığında son derece görkemli bir yapı. İçini görünce daha da büyüleneceksiniz.
Aziz Petrus Bazilikası’nda yer alan en önemli eserlerden birisi Michelangelo’nun Pieta isimli eseri. Heykelde Hz. Meryem’in çarmıha gerilip ölmüş olan Hz. İsa’yı kucaklayıp acı çektiği tasvir edilmiş.

Pieta


Bazilikada ayrıca Baldaken isimli 20 metrelik  bronz bir yapı yer alıyor. Bu yapının altında ilk papa Aziz Petrus’un mezarı var. 

Baldaken

Bazilikadan birkaç kare


 
Kubbe


Aziz Petrus Bazilikası'nı gezdikten sonra sıra Vatikan Müzelerinde. Vatikan Müzeleri dünyanın en önemli müzelerinden birisi ve içerisinde Michelangelo, Rafaello gibi ünlü sanatçıların eserleri yer alıyor. 




Müzede gezerken yol boyunca gözünüzü tavanlardan alamıyorsunuz. Tavanlardaki motifler gerçekten muhteşem.





Vatikan Müzesi gezisinin sonunda Sistina Şapel’ine ulaşıyorsunuz.  Michelangelo’nun da imzasının olduğu şapelde fotoğraf çekmek yasak. Ben yasağı delip güzel bir poz yakalamaya çalıştımsa da başarılı olamadım. O yüzden görsel google’dan. Dikkat tavanın güzelliğine bakmaktan boynunuz ağrıyabilir. 


Müzenin çıkışında ise İtalyan mimar Giuseppe Momo eseri olan spiral merdivenleri görüyorsunuz ve bu merdiven gerçekten fotoğraflamaya değer.


Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi)
Bu kadar tarih ve sanat yeter biraz da aşk diyorsanız doğru aşk çeşmesine. Çeşme aslında çoğumuzun Roma’ya gitmesinin ana sebebi. Sırtınızı çeşmeye dönüp sağ elle sol omuz üzerinden 1 para atılırsa tekrar Roma’ya dönüleceği, 2 kez para atılırsa Roma’da aşık olunacağı, 3 kez para atarsa da evlenileceği şeklinde bir söylenti var. Parayı daha fazla arttırırsan ne olacağına dair bir veri yok. Siz yine de fazla coşmayın :)
Aşk çeşmesinin görüntüsü gerçekten bir harika, karşısına oturun ve çeşmenin sesi eşliğinde dinlenin. Para atmadan da dönmeyin, ne olur  ne olmaz belki tutar :)





İspanyol Merdivenleri
 Piazza di Spagna’da yer alan İspanyol merdivenleri oldukça kalabalık ve turistik bir yer. Merdivenlerin sonunda Trinita Dei Monti Kilisesi var. Merdivenlerin alt kısmında ise Barcaccia çeşmesi yer almakta. Burası gece gündüz insan dolu, siz de yüksek bir basamağa oturarak aşağıdaki kalabalığı izleyerek keyif yapabilirsiniz.






Piazza Navona
Oldukça canlı ve kalabalık bir meydan olan Piazza Navona’da bir şeyler atıştırabileceğiniz kafeler yer almakta. Meydandaki çeşmeler de oldukça güzel. Sokak sanatçılarını izleyerek keyifli vakit geçirebilirsiniz. 





Roma yurt dışı gezisi denince ilk akla gelen şehir olmayı gerçekten hak ediyor. Sizce de öyle değil mi? O zaman sizde gelin ve Fontana di Trevi'ye bir tane para atarak ikinci kez gelme şansını yakalayın :) 
Sonraki yazılarım için beni İnstagram'da takip edebilirsiniz.

 Keyifli seyahatler.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder